29 Nisan 2013 Pazartesi

Zayıflayanlar Neden Kilolarını Koruyamıyorlar?


kilo_korumak
Birçok kimse kilo verdikten sonra, bu yeni kiloyu koruyamaz.Bunda sadece davranış eksikliği sorumlu tutulamaz.

Bir araştırmada düşük kalorili bir diyetle, 50 hasta sekiz hafta zarfında 95.4 kg.den 81,9 kg.ye (13,5 kg.fark) düştü. Bunu takip eden 52 hafta içinde, diyet yönünden eğitildiler ve enerji tasarrufunuda kontrol ederek, kilo almamaları konusunda bilgilendirildiler. Diyette karbonhidratlar düşük glisemik indekste idi ve yağda azaltılmıştı.

Formula diyeti ile zayıflama fazını takip eden 52 hafta içinde 6,5 kg. alındı.İştahı arttıran Ghrelin hormonu ile Neuropeptid Y; zayıflamayı takip eden bir sene içinde, zayıflamadan önceki seviyelerin üzerine çıktılar. İştahı azaltan Leptin hormonu, cholezystokinin, Amylin ve diğer hormonlar ise azaldılar. Hormon durumu şuna işaret ediyor: Açlık ve yemek isteği, kilo vermekle artıyor.

Bu durum, açlık ve yemek isteğine dair ifadelerlede tasdik edildi. Zayıflamanın sonunda (10. hafta) ve onu takip eden 52 haftanın sonunda, açlık ve yemek isteği bir test öğünde görüldüğü gibi, zayıflama girişiminden öncekine göre daha belirgindi.

Bu çalışma birçok hususta şunu gösteriyor: kilo verme girişiminden (zayıflama) sonra, kilo almayı destekleyen mekanizmalar harekete geçiyorlar. Bu hususta sorumlu olan bazı hormonlar var ve bu hormonlar hipotalamusun çeşitli yerlerinde etkili olarak açlığı ve bu yolla enerji dengesini arttırıyorlar.

Çoktanberidir bilinen durum şudur: zayıflamadan sonraki enerji sarfiyatı azalır, çünkü vücudün zayıflayan kısmının üçte biri adale grubuna aittir. Zayıflayan bir kimse, zayıflamadan öncekine göre daha az kalori almalıdır, eğer kilosunu muhafaza etmek istiyorsa. 10 kg. zayıflayan birisinin enerji sarfı azalır, özellikle istirahat enerji sarfı %15 azalır. Sişmanların çoğu, zayıflama girişiminden sonra, daha önceki gibi çok yemeğe başlarlar ve kilo alırlar.

Bu çalışma ile kilo almanın diğer bir sebebi ortaya çıkarıldı: zayıflama girişiminden sonra, hormonlar duruma adapte oluyorlar ve kiloyu sabit tutmak hedefi için, karşı rolde oynuyorlar. İştahı kesen hormonların azalması ve iştahı arttıran hormonların artması yolu ile şahıs daha çok yiyor ve kilo alıyor.

Bu sonuçlar göz önüne alınırsa, zayıfladıktan sonra kilolarını koruyamadıklarından dolayı, şişman insanların; zayıf karekterli, uyumsuz ve kararsız olduğuna dair kanaatten uzaklaşmak lazım geliyor herhalde.

Bu suretle şu durum tekrar ortaya çıkıyor: zayıfladıktan sonra kilo almak, obezite tedavisinin ana problemidir. Elimizdeki bulgulara göre şu anlaşılıyor: yaşam şeklini değiştirerek zayıflama, bir taraftan uzun süreli zayıf bir olasılık içinde, diğer, taraftan nadiren başarılıdır.

Artmış olan açlık hissi ilaçla azaltılabilinir. Fakat kabul edilebilir yan tesiri olan ilaçlar yoktur. Bir çıkış yolu, bariatrik cerrahidir! (mideyi ve barsakları küçültmek). Bunun zayıflatıcı etkisi, bir taraftan yenilenlerin azaltılması, gıdaların özünsenmesinin(hazmının) azalması, diğer taraftan değişken bir hormon tablosu sonucudur. Girişimin büyük olması ve halen ameliyat sonu takip sorunları, ameliyat kararının ancak obezlerin az bir kısmı için geçerli kılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder